Şeytanın bacağını kırdık diye bir söz var hani..
Ne bacağı aga? anasını s...! hemde 90'da..
Pazar günleri telaşlıdır bizim ev.. Pide yaptırılacaktır ve bu iş için erkenden fırına gidilir.
Erkenden gitmeli ki bir an önce maça geçebilelim, aslında güle oynaya yetişiyorumda sadece heyecan var!
Güneş var, soğuk var, birde yorgunluk..

ve her maç sabahı olduğu gibi ufaktan bir İskele turu..
Pazar günlerinin vazgeçilmezi İSKELE!
Bazen balıkçı tekneleri, bazen balık tutan abiler..
Sonra Stada, Ordan tribüne.. Ordan..?
Birde totem yapıyoruz maça giderken hep aynı yoldan gidiyoruz be olm bu sefer yol değiştirelim diyoruz.. Totemimiz tutuyor!
Takımdan kaçmış şerefsizlerden uzak, Şerefli Yüreklerle sahadayız!
Her seferinde maç başlarken aslında kesin yenecez diyordum, hep bir güven oluyordu..
ama bu maçta söyleyemedim onu, dakika 80+'i gösterene kadar..
Golün geleceği doğdu sanırım içime, dakika 80+ civarı gol gelecek dedim..
ve çok geçmeden atıyoruz..
bir önderi görüyorum.. bir topu, birde fileleri.. o sevinçle 4-5 basamak aşağıda bulmuşum kendimi..
sonra her golden sonra yaptığımız gibi pınarbaşı!
Maç bitiyor.. Yeniyoruz..
o tribünleri takla atarak inmek istiyorum!
sahi hiç içerde kazanmamıştık.. iyi oldu..
hakyemezde bi soluklanıp çayımızı içip dağılıyoruz..

yine evi dağıttıktan sonra, bilgisayar..
Sevgiler..
caneryaşar / 27 Kasım 2011
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder