Üniversiteyi bitirip tekrar memlekete döndüğüm sene artık
Bulancakspor'un bir taraftar grubuna ihtiyacı olduğunu düşünüp girişimlere
başlamıştım.
Sırf bu yüzden kendimi işe güce bile verememiştim..
Bulancakspor'un ilk taraftar sitesi olan bulancakspor28.com'u açıp kitleyi
geniş tutmak istesem de bir süre yerimizde saydık..
Bu site sayesinde ufak tefek arkadaşlıklar kuruyor, pankart
deplasman vs. gibi şeyler hakkında bilgiler paylaşıyorduk.
-bazen kendi kendime düşünüp ''bu takımı acaba sadece ben mi
düşünüyorum?'' diyordum.!
Liglerin başlamasına kısa bir süre varken Kadir isminde bir
arkadaşla irtibat kuruyorum, kendisi her ne kadar giresunspor taraftarı olsa da
bana yardımcı olmak adına elinden gelen her şeyi yapıyor.. Öncelik olarak
giresundan bulancak’a kadar geliyor.. Bulancakta oturup ufak tefek kritik
yapıyoruz.. ‘’Bir pankart yazmalıyız’’ diyorum, tamam diyor ama daha grubumuzun
adını belirlememişiz. Onlarca isim geliyor aklımıza genç Bulancaklılar, kepsil,
kırmızı şeytanlar.. o isim buna ait bu isim şuna ait derken RED DRAGON’da karar
kılıyoruz sonra gidiyoruz beyaz bez almaya.. son kuruşumuza kadar paralarımızı
koyuyoruz ortaya ve boya ile bez alıyoruz..
Eee.. her şey tamam oluyor iş yazma işine gelince daha bir
kere bile boya fırçasını elime alıp pankart yamamışım ben yazarım diyorum,
sonra uğurluyorum kadir’i Giresun’a..
İlk maçımız içeride Araklıspor ile maça kadar yetiştiriyorum
hevesle.. maç günü gelip çatıyor, kadir’in bir işi çıkıyor maça gelemiyor..
Yalnız başıma tutuyorum stadın yolunu..
Tribüne girmeden önce dışarıda gençler içeri girmeyi
bekliyorlar Bende biletimi alıp kapalı tribüne giriyorum.. Oturuyorum yazdığım
pankartın üzerine.. Tanıdık arkadaşlar geliyor yüzüm gülüyor.. ‘’O ne?’’ diye
soruyorlar, hiç ya pankart yazdım diyorum sonra asmak için tribünün
merdivenlerini iniyorum hevesle..
Böyle başlıyor bir sevdayı tellerden haykırmak..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder