İyi de başladık aslında..
Toplanmalar, kahvaltılar..
Meşaleler, konfetiler..
Uçsuz bucaksız bir bekleyiş, sonunda hep mutlu son düşüncesiyle yılların birikimi sanki bir sinyal verircesine göz kırpıyordu uzaklardan; şampiyonluk..
Hep iyi hayaller kurarız, bir kez olsun şampiyon olalım öyle gidelim şu dünyadan der dururuz..
Gelelim maç gününe,
İki kritik sınavı aynı güne koymuşlar.
Sabah kahvaltıyı yapıp kpss için Giresuna gidiyorum sınav biter bitmez stadın yolunu tutuyorum aceleyle..
Filmin ilk perdesi bitmiş toplu kahvaltılar yapılmış takım ısınmak için köprüden geçip sahaya ilk adımını atmış..
Yanıyoruz alev alev, avaz avaz ortalar yapıyoruz kapalı tribünden bir türlü gelmiyor gol..
Hakem desen sanki Kelkitle ısınmış bir futbolcu gibi değişik kararlarıyla tribünleti çileden çıkarıyor.
Uğur hocayı tribüne yolluyor.
Penaltımızı çalmıyor.
Bakıyor olacak gibi değil birde kırmızı kartla sahada bizi 10 kişi bırakıyor.
Utanmasa (iyi bir orta gelse utanmaz zaten) bi rövaşata golü bile atabilir.
Mağlup ayrılıyoruz sahadan..
Moraller bozuk...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder